Article
Şu an çekişmekte olduğumuz ve bizim için de tehdit oluşturan rakip Polonya olduğundan, kıyaslamalarda da bunu kullanıyorum. An itibarı ile Türkiye'nin nüfusu 2068. Şu anda Türkiye'de bulunan insan sayısı ise 1811. Bu da demektir ki, kendi nüfusumuzun bile tamamı burada değil. Polonya'nın ise şu andaki nüfusu 846. Ülkede yaşayan sayısı ise 2053. Peki bu ne demek oluyor. Bu aslında, nüfus rakamlarından daha önemli. Basit bir şekilde düşünürsek, bu oyunu oynarken bir ülkenin vatandaşı olmanızın o ülkeye bir faydası olmadığını fark etmişsinizdir. Ancak bir bölgede bulunduğunuz sürece, o bölgeye sahip olan ülkeye bir çok faydanız olacaktır. Bunlar:
1- O bölgede çalışıyor olacaksınız ve dolayısıyla ülkeye vergi geliri sağlayacaksınız.
2- O bölgede şirketiniz olacak ve dolayısıyla hammadde ihtiyacınız olacak. Hammadde alımınız o ülkeye yine vergi geliri veya en azından ekonomik döngü kazandıracak.
3- Maaşınızı o ülkenin para birimi ile alacak ve dolayısıyla para değerine katkıda bulunacaksınız.
4- Alışverişinizi o ülkede yapacaksınız. Ekmek ve silah ihtiyaçlarınızı o ülkede karşıladıkça, yine o ülkeye vergi geliri getireceksiniz.
5- Basit gözükse bile, ara sıra o ülkenin savaşlarına tıklayıp, xp almak için bir kaç vuruş yapmanız dahi o ülkenin faydasına olabilir.
Bu durum, bizim lehimize işleyen bir durum değil çünkü yarı nüfusumuzla Polonya, bizden daha fazla insanı topraklarında tutmakta. Bu nüfus bir kuru kalabalık da değil aslında. An itibarı ile, iki ayrı bölgede yüksek seviye hammadde üretimi yapabiliyor Polonya.
1- Silesia
Kaynaklar: Yüksek Demir
Nüfus: 767
Şirketler: 1692
Şirketlerin toplam değeri: 228.750 altın
2- Merkez Ukrayna
Kaynaklar: Yüksek Tahıl
Nüfus: 178
Şirketler: 264
Şirketlerin toplam değeri: 59.200 altın
Yukarıdaki harite, bize Avrupa'da bulunan bölgelerdeki şirket yoğunluğunu gösteren harita. Tahıl bonusu olan Merkez Ukrana ve demir bonusu olan Silesia bölgelerindeki yoğunluğa dikkat çekelim.
Tahmin edersiniz ki, hükümetimizin Merkez Ukrayna üzerine ısrarla saldırması da, hem bu yüksek seviye tahıl bonusunu ele geçirmek, hem de göreceli olarak da olsa yüksek sayıda bir nüfus ve şirket miktarı ile ekonomik döngüsü yüksek olan bu bölgeden vergi anlamında istifade edebilmek. Merkez Ukrayna'nın geri alınması bu anlamda bir zorunluluktur. Ancak bu da tek başına yeterli olmayacaktır. Ülkemizdeki nüfusu arttırmak için, yabancı sermayeyi teşvik edip yatırımlarını Türkiye pazarında yapmaya ikna etmemiz gerekmektedir.
Bazı arkadaşlar, buna rekabetin bizim aleyhimize işlemesi gözüyle bakabilirler. Ancak ticaret rekabettir ve sizler bireysel olarak kolay ticaret yapasınız diye, devletler zora girmez. Ayrıca, bugün "baby boom" olarak adlandırdığınız ve düşük ücretle çalışmaktan başka işe yaramayan kitle, kısa süre içerisinde, alım gücü yüksek ve ekonomi döndüren bir kitleye dönüşecektir. Hele ki, şirket kurmak ile bir şirkete girip çalışmak arasındaki kar farkının çok da yüksek olmadığını gördükçe.
Yine gözden kaçırılan bir durumu açıklamamız lazım. Dışarıdan gelip ülkemizde şirket kuracak bir yatırımcı, sadece işçi marketinde rekabete yol açacaktır. Bu durumda, işçi maaşları ister istemez yükselmeye başlayacak ve Türkiye'de işçi maaşlarının düşüklüğü nedeni ile çok ucuz olan bazı ürünler yavaş yavaş pahalanacaktır. Hem yüksek işçi maaşları, hem de yükselen ürün fiyatları, devletimiz açısından ekstra gelir anlamına geleceğinden, bize yepyeni bir dönem açılışı olarak hizmet edecek bir konu olan dış sermaye yatırımı, an itibarı ile çok makul gözükmese de, özellikle Merkez Ukrayna hedefine ulaşılması halinde hem cezbedici, hem de mecburi bir hale gelecektir. Çünkü Merkez Ukrayna'nın alınması halinde, Türkiye'nin olası yeni hedefi, kuvvetle muhtemel bir yüksek demir bölgesi olmalıdır ve bu tarz bir bölgeyi almak ve elde tutmak için de hayli güçlü bir ekonomi gerekmektedir.
Neden sadece işçi marketinde rekabet oluşacağını ve neden fiyatların artacağını kısaca açıklayalım. Yabancı sermaye gelip ülkemizde yatırım yapabilir ancak ithalat vergileri nedeniyle, ürettiği ürünü burada satmak çok da kolay olmaz. Ancak, buna rağmen, hammaddeyi buradan alması muhtemel olacaktır. Çünkü markete ürün koymak için o ülkeye gitmek zorunda değilsiniz ancak hammaddeyi marketten almak için, o ülkeye gitmeniz gerekecektir. Bu nedenlerle, ürün piyasasına bir ekstra rekabet geleceğini düşünmüyorum. Ancak işçi pazarındaki rekabet, maaşların yükselmesini sağladığı halde, o zaman ürün maliyetleri de artacak ve dolayısıyla da vergi geliri yükselecektir. Aslında, hem işçilerin, hem şirket sahiplerinin gelirleri de beraberinde yükseldiği için, pahalanan ürünler de kimseye çok bir külfet getirmeyecektir. Sadece devletin gelirleri artacaktır.
Bu harita ise, bize acıklı bir durumu gösteren, defansif binalar yoğunluğunu gösteren harita. Buraya bakınca, bir savaş esnasında düşebileceğimiz handikaplı durumu görebiliriz. Polonya rakibimiz konumundayken, ülkesi defansif binalarla dolu ve bizde ise henüz Karadeniz bölgesinde cüzi miktarda var. Daha fazla defansif bina üretmek ve güçlü olmak için devletin gelirlerinin arttırılması şart. Bunu sağlamak içinse, yatırım gerekiyor.
Bu yatırımın içeride olmadığı açık. Bizler, fabrikalarımızı, özellikle demir madeni bulunan yabancı ülkelerde açmaktayız. Yani ben dahil bir çok arkadaşım, Türkiye yerine başka bir ülkeye yardımcı oluyor. Bu durumda, Türkiye'deki yatırım ihtiyacı için de, yabancıları teşvik etmemiz çok önemlidir. Özellikle Merkez Ukrayna'nın alınacağı senaryo üzerinden düşünürsek, tahıl ve ekmek şirketlerinin ülkemizde çoğalması demek, çok ciddi boyutta bir ekonomik patlama demektir.
Bu nedenle sevgili dostlarım, bir önceki makalemi global sayfaya sokmak için sizlerden yardım istedim. Makalenin Türkçe'sini isteyen arkadaşlarım olmuş. Bu biraz uzun bir uğraş çünkü İngilizce olarak yazdım. Çevirmek ile uğraşmaksızın, içeriğini kısaca söyleyeyim. Türkiye'de yatırım yapmanın avantajlarını anlattım ve yabancıları şirketlerini bizim ülkemizde kurmaya davet ettim.
Desteğiniz için şimdiden teşekkür ederim.
Previous article:
Your reasons to invest in Turkey ! (11 years ago)
Next article:
Şirket kurmak 1 (11 years ago)
About the game:
USA as a world power? In E-Sim it is possible!
In E-Sim we have a huge, living world, which is a mirror copy of the Earth. Well, maybe not completely mirrored, because the balance of power in this virtual world looks a bit different than in real life. In E-Sim, USA does not have to be a world superpower, It can be efficiently managed as a much smaller country that has entrepreneurial citizens that support it's foundation. Everything depends on the players themselves and how they decide to shape the political map of the game.
Work for the good of your country and see it rise to an empire.
Activities in this game are divided into several modules. First is the economy as a citizen in a country of your choice you must work to earn money, which you will get to spend for example, on food or purchase of weapons which are critical for your progress as a fighter. You will work in either private companies which are owned by players or government companies which are owned by the state. After progressing in the game you will finally get the opportunity to set up your own business and hire other players. If it prospers, we can even change it into a joint-stock company and enter the stock market and get even more money in this way.
In E-Sim, international wars are nothing out of the ordinary.
Become an influential politician.
The second module is a politics. Just like in real life politics in E-Sim are an extremely powerful tool that can be used for your own purposes. From time to time there are elections in the game in which you will not only vote, but also have the ability to run for the head of the party you're in. You can also apply for congress, where once elected you will be given the right to vote on laws proposed by your fellow congress members or your president and propose laws yourself. Voting on laws is important for your country as it can shape the lives of those around you. You can also try to become the head of a given party, and even take part in presidential elections and decide on the shape of the foreign policy of a given state (for example, who to declare war on). Career in politics is obviously not easy and in order to succeed in it, you have to have a good plan and compete for the votes of voters.
You can go bankrupt or become a rich man while playing the stock market.
The international war.
The last and probably the most important module is military. In E-Sim, countries are constantly fighting each other for control over territories which in return grant them access to more valuable raw materials. For this purpose, they form alliances, they fight international wars, but they also have to deal with, for example, uprisings in conquered countries or civil wars, which may explode on their territory. You can also take part in these clashes, although you are also given the opportunity to lead a life as a pacifist who focuses on other activities in the game (for example, running a successful newspaper or selling products).
At the auction you can sell or buy your dream inventory.
E-Sim is a unique browser game. It's creators ensured realistic representation of the mechanisms present in the real world and gave all power to the players who shape the image of the virtual Earth according to their own. So come and join them and help your country achieve its full potential.
Invest, produce and sell - be an entrepreneur in E-Sim.
Take part in numerous events for the E-Sim community.
