Esim - Oğuz Kağan Destanı
Login:
Password:

Forgot password Register

Article


9
   
Report


OÄžUZ KAÄžAN DESTANI




OÄŸuz KaÄŸan Temsili Resim

_________________________________________________________________________________________________________________________

BİLGİ

OÄŸuz KaÄŸan Destanı , Türk destanlarından; Hun-OÄŸuz destanları grubundandır. OÄŸuz KaÄŸan Destanı'nın beÅŸ ayrı yazması vardır,ÇaÄŸatayca, Farsça ve Uygurca yazmalardaki OÄŸuz KaÄŸan Destanı; OÄŸuz boyları, Türk dili ve edebiyatı, folkloru, târihi ve kültürü hakkında bilgi verir. Destan Türklerin atası olduÄŸu varsayılan OÄŸuz KaÄŸan'ın hayatını anlatır. OÄŸuz KaÄŸan'ın Hun Hükümdarı Mete Han olduÄŸu ileri sürülmektedir.Destanın tamamı bulunamamıştır.



Türk milletinin ilk hakanı OÄžUZ KAÄžAN'ı gösteren bir minyatür.
_________________________________________________________________________________________________________________________

OÄžUZ KAÄžAN DESTANI


...Günlerden bir gün, Ay Han' bir erkek çocuk doÄŸurdu. Bu çocuÄŸun yüzü gök gibi parlaktı. AÄŸzı ateÅŸ kızılı, gözleri ela, saçları ve kaÅŸları kara idi. Perilerden daha güzeldi.

Bu çocuk anasından bir defa süt içti, bir daha içmedi. ÇiÄŸ et, aÅŸ ve ÅŸarap istedi. Dile gelmeye baÅŸladı. Kırk gün sonra büyüdü, yürüdü, oynadı. Ayağı öküz ayağı gibi (kuvvetli), beli kurt beli gibi (ince), omuzları samur omuzu gibi, göÄŸsü ayı vücudu gibi (kuvvetli) ve bütün vücudu tüylü idi. Yılkı güder, ata biner, av avlardı. Günlerden, gecelerden sonra yiÄŸit ( delikanlı ) oldu.

O çaÄŸda, o yerde bir ulu orman vardı. Bu ormanda dereler, gözeler çoktu. Buraya gelen avlar, uçan kuÅŸlar da çoktu. Ormanın içinde bir de büyük bir canavar vardı: Yılkıları, insanları yiyen, çok büyük yaman bir canavar! (metinde gergedan olarak geçiyor). Bu canavar, halkı ağır bir eziyetle ezmiÅŸ, sindirmiÅŸti.OÄŸuz KaÄŸan çok cesur yiÄŸitti. Bu canavarı avlamak istedi ve günlerden bir gün ava çıktı. Kargı, yay, ok, kılıç, kalkanla atlandı ( ve canavarı bulmak için ormana gitti ).Canavar gelip, başı ile OÄŸuz'un kalkanına vurdu. OÄŸuz kargı ile canavarın başına vurarak onu öldürdü. Kılıçla başını keserek, alıp gitti.
...Yine bir gün OÄŸuz KaÄŸan ava gitti. Önünde, bir göl ortasında bir aÄŸaç gördü. AÄŸacın kovuÄŸunda bir kız vardı. Yalnız oturuyordu. Çok görümlü ( güzel ) kızdı. Gözü gökten daha gök (mavi) idi. Saçları dere gibi dalgalı, diÅŸleri inci gibiydi.OÄŸuz KaÄŸan onu gördükte usu (aklı ) gitti, yüreÄŸine od düÅŸtü.Onu sevdi, aldı...

...OÄŸuz KaÄŸan'a üç erkek çocuk verdi.Birincisine Gök, ikincisine DaÄŸ, üçüncüsüne Deniz adını koydular. Ondan sonra OÄŸuz KaÄŸan büyük bir toy verdi. Halka yarlıg gönderdi. Çağırılan halk, birbirine danıştı ve geldi. OÄŸuz KaÄŸan kırk masa ve kırk sıra yaptırdı. Türlü yemekler, türlü ÅŸaraplar, tatlılar, kımızlar yediler ve içtiler. Toydan sonra OÄŸuz KaÄŸan beÄŸlere ve halka yarlıg verdi. Dedi ki:
Ben sizlere oldum kaÄŸan,
Alalım yay ile kalkan,
NiÅŸan olsun bize buyan,
Bozkurt olsun bize uran,
Demir kargı olsun orman,
Av yerinde yürüsün kulan,
Daha deniz, daha müren,
GüneÅŸ tuÄŸ olsun, gök kurıkan.

OÄŸuz KaÄŸan dört yöne yarlıg yolladı. Bildiriler bildirdi ve elçilerine verip gönderdi:
"Ben Uygurlar'ın kaÄŸanıyım, yerin dört bucağının kaÄŸanı olsam gerektir. Sizlerden baÅŸ eÄŸmenizi istiyorum. Kim benim aÄŸzıma bakarsa ( aÄŸzımdan çıkan emirlere uyarsa ), hediyelerini kabul eder, onu dost bilirim. Kim baÅŸ eÄŸmezse, gazaba gelirim, onu düÅŸman tutar, çeri çıkarıp baskın yapar ve astırırım, yok ederim!"

O çaÄŸda saÄŸ yanda,Altın KaÄŸan denen bir kaÄŸan vardı. Bu Altın KaÄŸan OÄŸuz KaÄŸan'a elçi gönderdi. Pek çok altın, gümüÅŸ, yakut taÅŸlar, pek çok mücevher yollayarak bunları OÄŸuz KaÄŸan'a saygı ile sundu. Onun emirlerini dinledi ve iyi vergilerle dostluÄŸunu saÄŸladı.

Sol yanda Urum denen bir kaÄŸan vardı. Bu kaÄŸanın çerileri çok çok, balıgları ( ÅŸehirleri ) çok çok idi. Bu Urum kaÄŸanı OÄŸuz KaÄŸan'ın yarlığını ( buyruÄŸunu ) dinlemezdi. "Ben onun sözünü tutmam" derdi.
OÄŸuz KaÄŸan gazaba gelerek onun üzerine yürümek istedi. TuÄŸlarını kaldırıp askeriyle onun üzerine yürüdü.

Kırk gün sonra Muz DaÄŸ ( Buz DaÄŸ ) denen dağın eteÄŸine geldi. Burada çadırını kurdurdu ve uyudu.Ertesi gün, tan aÄŸarırken, OÄŸuz KaÄŸan'ın çadırına güneÅŸ gibi bir ışık girdi. O ışıktan gök tüylü, gök yeleli, büyük bir erkek kurt çıktı. O kurt, OÄŸuz KâÄŸan'a dedi ki, "Ey, ey OÄŸuz! Sen Urum üzerine yürümek istiyorsun, ey ey OÄŸuz, ben de senin önünde yürümek İstiyorum!”

Ondan sonra OÄŸuz KaÄŸan çadırını durdurdu ve gitti. Gördü ki çerinin önünde gök tüylü, gök yeleli büyük bir erkek kurt yürümekte ve kurdun ardı sıra ordu ilerlemektedir.

...Okla, kargı ile, kılıçla vuruÅŸtular.Çerilerin arasında vurulan çok oldu. Halkın gönüllerinde kaygı çok oldu. TutuÅŸma ve vuruÅŸma öyle yaman oldu ki, İtil Müren'in suyu zencefre gibi kıpkızıl oldu. OÄŸuz KaÄŸan yendi. Urum KaÄŸan kaçtı...
...iyi tahkim edilmiÅŸ bir ÅŸehir vardı.OÄŸuz KaÄŸan bu ÅŸehre yürüdü. Uruz BeÄŸ'in( Urum KaÄŸan'ın kardeÅŸi ) oÄŸlu ona çok çok altın, gümüÅŸ yolladı. Dedi ki: "Ey OÄŸuz KaÄŸan, sen benim kaÄŸanımsın. Babam bana bu ÅŸehri verdi ye 'ÅŸehri korumak gerek, ÅŸehri benim için sakla ve vuruÅŸgulardan sonra gel' dedi. "Babam sana kızdı ise bu benim suçum olur mu? Ben senin buyruÄŸunu yerine getirmeye hazırım. Bizim kut'umuz ( devletimiz, mutluluÄŸumuz ) senin kut'un olmuÅŸ. Bizim uruÄŸumuz ( soyumuz ) senin aÄŸacının yemiÅŸindendir. Tanrı sana yer verip buyurmuÅŸtur. Ben sana başımı, kut'umu ( devletimi ) veriyorum. Sana vergi verir, dostluktan çıkmam" dedi.OÄŸuz KaÄŸan yiÄŸidin sözlerini güzel gördü, sevindi.

...OÄŸuz KaÄŸan'ın yanında ak sakallı, ak saçlı, uzun akıllı ( tecrübeli ), yaÅŸlı bir kiÅŸi vardı. Anlayışlı, doÄŸru bir insandı. OÄŸuz KaÄŸan'ın tüÅŸimeli ( veziri, danışmanı ) idi. Adı UluÄŸ Türk ( Ulu Türk ) idi.

İşte bu Ulu Türk, günlerden bir gün, düÅŸünde bir altın yay ve üç gümüÅŸ ok gördü. Bu, altın yay gündoÄŸusundan ta günbatısına dek uzanmıştı. Üç gümüÅŸ ok da güneye doÄŸru gidiyordu. Uykudan sonra düÅŸte gördüÄŸünü OÄŸuz KaÄŸan'a anlattı ve dedi ki: "Ey kaÄŸanım, senin ömrün hoÅŸ olsun, ey kaÄŸanım, sana dirlik hoÅŸ olsun, Gök Tanrı düÅŸümde ne verdiyse gerçek olsun. Tanrı bütün dünyayı senin uruÄŸuna ( nesline, soyuna ) bağışlasın!"

OÄŸuz KaÄŸan Ulu Türk'ün sözünü beÄŸendi. Onun öÄŸüdünü dinledi ve öÄŸüdüne uydu. Ondan sonra, ertesi gün, büyük ve küçük oÄŸullarını çağırttı ve dedi ki:
"Ey oÄŸullarım, benim gönlüm av diliyor, ( ama ) kocamış olduÄŸum için cesaretim yoktur,Gün, Ay, Yıldız! Tan yönüne sizler varın! Gök, DaÄŸ, Deniz! Tün yönüne sizler varın!"

Ondan sonra ( oÄŸulların ) üçü tan ( doÄŸu ) tarafına, üçü de tün ( batı ) tarafına vardılar. Gün, Ay, Yıldız, çok avlar, çok kuÅŸlar avladıktan sonra yolda bir altın yay buldular. Bunu alıp babalarına verdiler. OÄŸuz KaÄŸan sevindi, güldü, yayı üçe böldü ve dedi ki: "Ey büyük oÄŸullarım, yay sizlerin olsun, yay gibi okları göÄŸe kadar atın!”

Gök, DaÄŸ, Deniz de, çok avlar, çok kuÅŸlar avladıktan sonra yolda üç gümüÅŸ ok buldular. Bunları aldılar ve babalarına verdiler. OÄŸuz KaÄŸan sevindi, güldü ve okları üçe böldü. Dedi ki: "Ey küçük oÄŸullarım, oklar sizin olsun. Yay oku attı. Sizler oklar gibi olun!"...

_________________________________________________________________________________________________________________________

''Türk evladı , ecdadını tanıdıkça daha büyük iÅŸler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır!
-M.K. ATATÜRK


Previous article:
GAZETE TURKUAZ (11 years ago)

Next article:
ATA'dan sözler... (11 years ago)

ESim
or
Register for free:
Only letters, numbers, underscore and space are allowed (A-Z,a-z,0-9,_,' ')
Show more

By clicking 'Sign Up!', you agree to the Rules and that you have read the Privacy Policy.

About the game:


USA as a world power? In E-Sim it is possible!

In E-Sim we have a huge, living world, which is a mirror copy of the Earth. Well, maybe not completely mirrored, because the balance of power in this virtual world looks a bit different than in real life. In E-Sim, USA does not have to be a world superpower, It can be efficiently managed as a much smaller country that has entrepreneurial citizens that support it's foundation. Everything depends on the players themselves and how they decide to shape the political map of the game.

Work for the good of your country and see it rise to an empire.

Activities in this game are divided into several modules. First is the economy as a citizen in a country of your choice you must work to earn money, which you will get to spend for example, on food or purchase of weapons which are critical for your progress as a fighter. You will work in either private companies which are owned by players or government companies which are owned by the state. After progressing in the game you will finally get the opportunity to set up your own business and hire other players. If it prospers, we can even change it into a joint-stock company and enter the stock market and get even more money in this way.


In E-Sim, international wars are nothing out of the ordinary.

"E-Sim is one of the most unique browser games out there"

Become an influential politician.

The second module is a politics. Just like in real life politics in E-Sim are an extremely powerful tool that can be used for your own purposes. From time to time there are elections in the game in which you will not only vote, but also have the ability to run for the head of the party you're in. You can also apply for congress, where once elected you will be given the right to vote on laws proposed by your fellow congress members or your president and propose laws yourself. Voting on laws is important for your country as it can shape the lives of those around you. You can also try to become the head of a given party, and even take part in presidential elections and decide on the shape of the foreign policy of a given state (for example, who to declare war on). Career in politics is obviously not easy and in order to succeed in it, you have to have a good plan and compete for the votes of voters.


You can go bankrupt or become a rich man while playing the stock market.

The international war.

The last and probably the most important module is military. In E-Sim, countries are constantly fighting each other for control over territories which in return grant them access to more valuable raw materials. For this purpose, they form alliances, they fight international wars, but they also have to deal with, for example, uprisings in conquered countries or civil wars, which may explode on their territory. You can also take part in these clashes, although you are also given the opportunity to lead a life as a pacifist who focuses on other activities in the game (for example, running a successful newspaper or selling products).


At the auction you can sell or buy your dream inventory.

E-Sim is a unique browser game. It's creators ensured realistic representation of the mechanisms present in the real world and gave all power to the players who shape the image of the virtual Earth according to their own. So come and join them and help your country achieve its full potential.


Invest, produce and sell - be an entrepreneur in E-Sim.


Take part in numerous events for the E-Sim community.


| Terms of Service | Privacy policy | Support | Alpha | Luxia | Primera | Secura | Suna | Pangea | Oria | Mira | e-Sim: Countryballs Country Game
PLAY ON