SULTAN II. ABDÜLHAMÄ°D HAN
Father : Sultan Abdülmecid
Mother : Tirimüjgan Sultan
Date of Birth : September 21, 1842
Accession to the Throne : August 31, 1876
Date of Dethronement : April 27, 1909
Death : February 10, 1918
Sultan Abdülhamid was accessed to the Ottoman throne as the thirtyfourth Sovereign. He had an easy life at the Palace when he was a prince. He learned Persian, Arabic and French from the best tutors of the period, and he was able to easily read, write and converse in these languages. He also got music lessons from French and Italian tutors.
Sultan Abdülhamid took over the sovereignty in a period of turmoil. With the purpose of making an issue of Serbia and KaradaÄŸ question, Western states succeeded in convening the Maritime Arsenal Conference in Ä°stanbul in vain. On the same day, the first Constitution and the Constitutional Government was declared. The first Council of Ministers was opened on March 19, 1877.
On the 5th day of the Constitutional Government the 1877 Ottoman Russian war started. Russians proceeded up to Ayastefanos (YeÅŸilköy) and a treaty was signed under the same name. The war ended with the Berlin Treaty. The western states thus, gained the opportunity which colud enable them to implement their Sharing Out Project for the eastern territories of the Empire. Cyprus was given to Britain as a base and the State’s financial control was in a way taken over by the Western States with the increasing financial embarrassment, inability in the payment of loan interests, the Muharrem Decree and the institution of Public Debts. Britain replaced its policy of equilibrium with the implementation of the immediate dissolution of the Ottoman State; and following Cyprus, took under its control Egypt also.
The western states created the Armenian Issue in order to scatter and disable the Ottoman State and to institute small territories under their control. Various uprisings occurred during this period, and some rebels were even bold enough to place a bomb in the Sovereign’s carriage.
Sultan Abdülhamid was rather tall, with a somewhat dark complexion. He had a long nose, hazel eyes and curly beard. He was quick witted and cultured. He had an extremely strong memory. He never forgot anything he saw once.
He liked working a lot, and kept himself busy at his workshop as a skilled joiner outside his working hours. He attached great importance to culture. The University, Fine Arts Academy, high schools in provinces, medium schools in districts, primary schools in villages, arts and crafts school for girls, Agricultural and Commercial schools, DarüÅŸafaka and schools for the deaf and the blind were instituted during his reign. ÅžiÅŸli Etfal Hospital and Darülaceze, also established during his time, were institutions providing for the social protection of the public.
.....................................................................................................................
(TÜRKCE)
Babası: Abdülmecid Han – Annesi: Tir-i Müjgan Sultan
DoÄŸumu: 21 Eylül 1842 Vefatı: 10 Åžubat 1918
Çok iyi bir tahsil görerek din ilimlerini ve Fransızcayı mükemmel bir ÅŸekilde öÄŸrendi. Amcası Abdülaziz Han onu Mısır ve Avrupa seyahatlerinde yanında götürdü. Abdülaziz Han’ı tahttan indirip ÅŸehit ettiren, böylece Osmanlı Devleti’nde idareyi ele geçirin batı kuklası bazı paÅŸalar, V. Murat’ın ÅŸuurunun bozulması üzerine, devlet iÅŸlerine karışmaması ve yalnız millet meclisinin çıkaracağı kanunlara göre hareket etmesi ÅŸartıyla, Abdülhamid Han’ı sultan ilan ettiler.
Tahta çıktığında Osmanlı Devleti tam bir bunalımın eÅŸiÄŸindeydi. KaradaÄŸ ve Sırbistan’da savaÅŸ aleyhimize dönmüÅŸ, Bosna-Hersek ve Girit’te ayaklanmalar çıkmış, mali kriz son haddine varmıştı. Bu arada sadrazam Mithat PaÅŸa ve arkadaÅŸlarının isteÄŸi üzerine 23 Aralık 1876′da Birinci MeÅŸrutiyet ilan edildi. Ancak gayrimüslimlerin dahi yer aldığı Meclis-i Mebusan’ın ilk iÅŸi Rusya’ya harp ilanı oldu. 93 harbi diye tarihe geçen bu savaÅŸ, Osmanlı Devleti için tam bir felaket getirdi. Ruslar Ä°stanbul önlerine kadar geldi. Bir milyondan fazla Türk, Bulgaristan’dan Ä°stanbul’a hicret etti. Mütareke isteyen Sultan Abdülhamid, ilk iÅŸ olarak devleti parçalanma ve yok olma yoluna doÄŸru götüren Meclis-i Mebusan’ı kapattı (13 Åžubat 1878) ve devlet idaresini eline aldı. Ayastefanos antlaÅŸması ile Osmanlı Devleti Makedonya, Batı Trakya, Kırklareli, Kars, Ardahan ve Batum’u kaybediyordu. Ancak Ä°ngiltere ile anlaÅŸan Abdülhamid Han, Kıbrıs’ın idaresini onlara bırakmak ÅŸartıyla, yeniden topladığı Berlin Konferansı’nda kaybedilen toprakların bir kısmına sahip oldu.
Abdülhamid Han büyük meseleler karşısında bunalan Osmanlı Devleti’ni bundan sonra dahiyane bir siyaset, adalet ve fevkalade bir kudretle yönetti. Düyun-u Umumiye idaresini kurarak iki yüz elli iki milyon tutan devlet borçlarını yüz altı milyona indirdi. Memlekette büyük bir imar faaliyeti ile eÄŸitim ve öÄŸretim seferberliÄŸi baÅŸlattı. ÇoÄŸu ÅŸahsî parasından olmak üzere cami, mescit, mektep, medrese, hastane, çeÅŸme, köprü vs. gibi toplam 1552 eser yaptırdı. Ülkenin dört bir yanını demiryolu ile döÅŸedi. Yunanlıların Girit’te isyan çıkarıp, Türkler arasında toplu katliamlar yaptırmaya baÅŸlamaları üzerine, Yunanistan’a harp ilan etti. Alman kurmaylarının altı ayda geçilemez dedikleri Termopil geçidini 24 saatte aÅŸan Osmanlı ordusu, Atina önüne vardı. Yunanistan’ın tamamen Osmanlı eline geçeceÄŸini anlayan Avrupalı devletler, sulha zorladılar ve bunda muvaffak oldular.
Yahudilerin Filistin’de bir cumhuriyet kurma teÅŸebbüslerinin karşısına çıktı. Onların Osmanlı borçlarını bütünüyle silelim tekliflerini reddetti. Bu toprakların kanla alındığını, asla terk edilemeyeceÄŸini sert bir dille bildirdi. Filistin topraklarının yahudilere satılmaması için gerekli tedbirleri aldı. DoÄŸu Anadolu’da Ermeni hareketlerine karşılık Hamidiye alaylarını kurdu ve bölgede asayiÅŸi temin ile Osmanlı hakimiyetini pekiÅŸtirdi.
Sultan Abdülhamid Han’ı tahttan indirmeden Osmanlı Devleti’ni parçalamanın ve Ä°slam’ı yok etmenin mümkün olmadığını gören bütün iç ve dış düÅŸmanlar bu Türk hakanına karşı cephe aldılar. Bir taraftan Sultan’ı gözden düÅŸürmek üzere her türlü iftira ve kötüleme kampanyaları yaparlarken, diÄŸer taraftan suikastlar tertip ettiler. Ermeni asıllı Fransız yazar Albert Vandal’ın “Le Sultan Rouge=Kızıl Sultan” ÅŸeklinde ortaya attığı iftiraları aynen alan bazı gafiller, ansiklopedilere bunları yazarak genç nesilleri aldattılar.
Bu arada PadiÅŸah’ın devlet idaresinde nüfuzunu kırmak isteyen batılılar, Ä°ttihat ve Terakki mensuplarını kışkırtarak 23 Temmuz 1908′de Ä°kinci MeÅŸrutiyeti ilan ettirdiler. Böylece otuz yıl durmuÅŸ olan facialar tekrar baÅŸladı. 31 Mart Vakası sebebiyle Ä°ttihat ve Terakki ileri gelenleri tarafından tahttan indirilen Abdülhamid Han, Selanik’e gönderildi (27 Nisan 1909). 10 Åžubat 1918′de Beylerbeyi Sarayı’nda vefat eden Abdülhamid Han’ın naşı ÇemberlitaÅŸ’ta dedesi Sultan II. Mahmut’un türbesindedir.
II. Abdülhamit Han’ın güzel ahlakı, dine olan baÄŸlılığı, edep ve hayasının derecesi, akıl ilim ve adaletinin çokluÄŸu, milleti için gece-gündüz çalışması, düÅŸmanlarına bile iyilik yapması, ciltler dolusu eserlerle anlatılmaktadır. Onun tahttan indirilmesinin üzerinden 10 yıl geçmeden imparatorluÄŸun dörtte üçünün elden çıkması, memleketi 33 yıl nasıl idare ettiÄŸine en açık delildir. Yine Abdülhamid Han’ın tahttan indirilmesiyle beraber kan gölü haline çevrilen OrtadoÄŸu’da hala huzur tesis edilememiÅŸ olup, Arap alemi siyonizmin oyuncağı haline gelmiÅŸtir.
Vaktiyle Ä°ttihat ve Terakki fırkasının içinde Abdülhamid Han’a düÅŸmanlık eden Filozof Rıza Tevfik ve Süleyman Nazif piÅŸmanlıklarını aÅŸağıdaki ÅŸiirliri ile dile getirmiÅŸlerdir.
Tarihler adını andığı zaman,
Sana hak verecek hey Koca Sultan,
Bizdik utanmadan iftira atan,
Asrın en siyasî PadiÅŸahına.
(Rıza Tevfik)
Padişahım gelmemişken ya da biz,
Ä°ÅŸte geldik senden istimdada biz,
Öldürürler baÅŸlasak feryada biz,
Hasret olduk eski istibdada biz.
(Süleyman Nazif)
ÜSTAD NECÄ°P FAZIL KISAKÜREK ‘Ä°N AÄžZINDAN II.ABDÜLHAMÄ°D HAN
II. Abdülhamid, Türk’ün özünün ve temel varlığının, hakkı gasp edilmiÅŸ, maÄŸdur kurtarıcısıdır. Abdülhamid, Tanzimat sonrasındaki Batı’ya kontrolsüz, körü körüne yöneliÅŸin karşısında inatla duran, kök ve cevherin müdafaasını son bir gayretle yapan muazzam bir ÅŸahsiyettir. Abdülhamid’i anlamak sayesinde yüzlerdeki maskeler düÅŸecek ve onu bir anahtar gibi kullanarak bizi bu karanlık ve ÅŸahsiyetsiz ortama getirenlerin içyüzleri ortaya dökülecektir.
Abdülhamid hakkında söylenen her olumsuz iddiayı tersine çevirdiÄŸimizde doÄŸruyu bulacağızdır. Yani bir tür turnusol kağıdıdır Abdülhamid. Bu yorumların yalanını ayıklayıp onun üzerine bina ettiÄŸi yapıyı yeniden ayakları üzerine oturttuÄŸumuzda hakikat ayan beyan ortaya çıkacaktır.
“Abdülhamid’i anlamak her ÅŸeyi anlamak olacaktır”
LÜTFEN BU MAKALEYÄ° HEPÄ°MÄ°Z BEÄžENSEKTE BEÄžENMESEKTE OYLAYALIM VE GLOBAL OLSUN Ä°NSANLAR TÜRK TARÄ°HÄ° HAKKINDA BÄ°LGÄ°LENSÄ°NLER ARKADASLAR BU MAKALENÄ°N AMACI BUDUR VE GAZETEME ABONE OLURSANIZ ÇOK SEVÄ°NÄ°RÄ°M
Previous article:
PARTÄ° BAÅžKANLIK MAKALEM. VE (SELAM VERSEK TEHTÄ°D ETTÄ° DÄ°YORLAR .(SANKÄ° NAZÄ° ORDUSU GELÄ°YOR ) (11 years ago)
Next article:
OSMANLI TÃœRK PARTÄ°SÄ° BAÅžKANLIK ADAYLIÄžIM (11 years ago)