Esim - Yazalım güzelleşelim.
Login:
Password:

Forgot password Register

Article


30
   
Report


Biraz da ciddi yazalım. Sizler gibi genç deÄŸilim o yüzden de, bir sürü makaranın arasında, onlara saracak bir iplik de bulmak zorundayım. Son zamanlarda oyun ortamına da hakim olan bazı fikirlerin biraz da cehalet kaynaklı olduÄŸu kanaatindeyim. Bu nedenle, ÅŸu biraz uzun olsa da, aslında olayı tamamen anlatmaktan bile aciz yazıyı, dikkatle okumanızı tavsiye ederim. Aşırılık ve fanatizm bizi nereye götürür ve idealar aslında tarihte na yapmış noktasına, kendi bakış açımla bir anlatım getirdim. Buyrun:

Fikrim geldi fikrim, hemen birilerine sallayayım. Fikrim varken zikrim de olsun, hemen bir kubur taşı bulayım...


Ne de zor sanattır oysa fikir sahibi olmak. Üstelik ne menem bir cehalettir, bir fikre sim-biyotik kararlılıkla, sıkı sıkı tutunmak. Fikir fakirin ekmeÄŸi olmuÅŸ, umutlar da tükenince. Ayak baÅŸa geldi ya, baÅŸtan da kokmaya baÅŸladık o nedenle. BaÅŸ düÅŸünür, ayak yürürdü. Åžimdi ayak düÅŸünüyor, o yüzden de fikirler kokuÅŸtu.

Öyle de rahat söylüyorlar ki, avam dediÄŸin sanki iltifat oldu da bizim haberimiz yok. Avam baÅŸa gelmez mi ? Gelir elbet de önce avam olmaktan kurtulur. Fikirleri var ÅŸimdi ayakların, ne ayaksa, öyle fikirleri var ki, ayakta uyutulur gibi. Ona salla, buna yuvarla, padiÅŸahım çok yaÅŸa, dinimiz amin. Ayak, dini bile ayaÄŸa düÅŸürerek geldi baÅŸa da, baÅŸa gelen çekilmiyor bu ayaklarla. Oku diyerek baÅŸlayan bir kitab-ı mukaddesi de ayaklar altına alıyorlar, ne okuyacaklarını bilmeden, her okuduklarına inanarak.

Amerikanın ilk kuruluÅŸ yıllarında, protestanlık henüz dini saflaÅŸtırma çabalarına yeni baÅŸladığında, cennete gitmenin yolunun da seçilmiÅŸlikten geçemeyeceÄŸinin farkına varıyordu insanlar. Ancak mevcut erk, düÅŸünmelerini engelliyordu. O yüzden kaçıverdiler Avrupa'nın bin yıllık zulmünden de, yeni bir dünya ile yeni fikirler üretmek istediler. Yarım milenyum evrildi fikirler ve yine dönüp dolaşıp klasiklere yenildiler. Oysa hani kiliseye gitmek bizi iyi insan yapmazdı, sadece dindar yapardı. Hani dindar olmak da cennete gitmeye yetmezdi de, bir de iyi insan olmak lazımdı.

Yüzyıllar boyu, aynısını tüm dinler uygulayageldi. Dindar olmak cennete gitmekti insanların gözünde. O yüzden de, dindar oldular ama bir yandan da zulmettiler. Ve yıl 1939, 1 Eylül sabahı, Alman orduları Polonya üzerine yürürken, eminim ki bir çoÄŸunun boynunda crux'lar asılıydı. Artık kutsal ruhu çağırmak için mi yoksa yakalanan Yahudi asıllı Polonyalıları çarmıha germenin bir söz gelimi temsilimi bilemem.



Ölümlere, hangi taraftan öldüÄŸüne göre tepki veren bir toplum yaratılmıştı ancak ilginçtir ki, hepsi dindardı. Daha da büyük komediler satışa sunuldu bu dükkanlarda, bir de kızıl yıldızlar, özgürlük savaÅŸçıları, eÅŸitlikçiler, demokratlar... Oysa, Polonya saldırısı, Rusya ile Almanya'nın ortak savaşıydı. Bir yandan Almanlar yakıp yıkıyordu Polonya'yı, diÄŸer taraftan Ruslar. Evet o eÅŸitlikçi, halkçı, sosyalist Ruslar. Her idea gibi, o da bir kandırmacadan ibaret deÄŸil miydi zaten ? Eskisi tükenince, yeni yollar buluyordu insanlar, öldürmek için ve bu ölümleri kefen yerine kılıflara sarmak için.



Olur mu hiç ? Ruslar öyle ÅŸey yapar mı ? Sosyalizm demek insan hakları demek, faÅŸizme karşı olmak demek, hümanizm demek... Yersen ! Molotov-Ribbentrop paktının (Rusya ve Almanya arasındaki saldırmazlık paktı) imzalanmasından hemen sonra, birlikte saldırıyorlardı oysa Polonya'ya. ÇoÄŸunun gözünde İkinci Dünya Savaşında Almanları dize getiren kahraman Rusya, 1941 Barbarossa Harekatı olmasaydı, nötr olmaktan bile ziyade, neredeyse bir müttefikti Almanlar için. Ama sosyalizm, hümanisttir, eÅŸitlikçidir, faÅŸizme karşıdır... Ne de olsa, o da ayağın baÅŸa gelmesinin baÅŸka bir biçimiydi aslında.



Sonra insanlar, yarım yüzyıl savaÅŸsız kalınca, ırkçılık gibi karizmatik kelimeler birer meziyet sanılmaya baÅŸlandı. Ne olduÄŸunu bile bilmeden, Nasyonel Sosyalizm havaları estirildi dünya çapında. Hortlamaya çalıştı bir iblis ve yine bazıları, hatta çoÄŸu dindardı bu hortlak çığırtkanlarının. Hatta dindar olmaktan da öte, dinleri gereÄŸi saldırmak istiyorlardı baÅŸka dinlerden olanlara. Oysa insanların hafızaları flu ve buÄŸulu, tarihinki ise tazeydi. Enstantanelere sığdırılan hatıraları bilmeyen üç beÅŸ ayak takımı, avamdı bu hayalleri hortlatmaya çalışanlar. Ayak baÅŸa geldi ya, hortlaklar da ayaklandılar...



Toplama kampını yaz tatilinde matematik kampı zanneden çocuklar türedi, ırkçıyız diyerek eÄŸlendiler. Çok eÄŸlenceliydi çünkü farklı olmak ve insanların ne olduÄŸunu bilmeden korktuÄŸu bir canavarın maskesi ile nasyonelcilik oynamak. Farklı olmak ya evet, her anlamda farklı olmak istiyorlardı ama yine dindardı onlar da, çoÄŸu en azından. Klasiklere de yenilmiÅŸlerdi. Kitapların emirleriyle deÄŸil, şıhların ve kilisenin dayatmaları ile öÄŸrenmiÅŸlerdi dinlerini. ÇoÄŸu kitabını bile okumamıştı, ne kadar mukaddes bilse de. O yüzden kandılar, dinlerinin sözde emrettiklerini yaptılar.

Åžeytan çıkarttılar !



Cadı yaktılar !



Recm ettiler !



Katlettiler !



Yakıp yıktılar !



VahÅŸileÅŸtiler !



Yetmedi, tecavüz ettiler !



Fakat hepsi dindardı, hepsi milletini seven, milliyetçi insanlardı, bazıları eÅŸitlikçi ve sosyalistti... Ortak noktaları ise, bir ÅŸeyin "ist"i olmalarıydı. Ama ÅŸuist ama buist. Dogmalara tapmaları, söylenenlere inanmaları ve farklılıklara tahammül edememeleriydi. Bu olayların hepsi, kendi coÄŸrafyasında, basit ve masum görünen kitleleÅŸmelerle baÅŸlamış ve yıllar boyunca radikalleÅŸerek bu noktalara gelmiÅŸti. BaÅŸlangıçta ise, fikir hürriyeti olarak görülmüÅŸlerdi. Hatta bazıları, kendi ülkelerinde kahraman ilan edilmiÅŸlerdi. Kitapları baÅŸka ÅŸeyler söylüyordu oysa !

Öldürmeyeceksin !

Exodus - 20:6

O’nun buyruklarını biliyorsun: ‘Adam öldürmeyeceksin, zina etmeyeceksin, çalmayacaksın, yalan yere tanıklık etmeyeceksin, kimsenin hakkını yemeyeceksin, annene babana saygı göstereceksin.’

Markos - 10:19

Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüÅŸtür. Her kim de birini yaÅŸatırsa sanki bütün insanları yaÅŸatmıştır.

Maide - 32

Kitaplar böyle emretmiyordu oysa ama onlar kitapları deÄŸil, ruhbanları dinliyorlardı. Kardinalleri, evliyaları, ÅŸeyhleri, hahamları... Onlar ise, öldürün diyorlardı ! Açık açık deÄŸilse de, meÅŸru kılarak. Kitaplar ne derse desin, insanları kandırmanın yolları vardı.




Kandırmak kolaydı, nedeni ise basit: Okumuyorlardı. Bazen de okumalarına izin verilmiyordu. Kitaplar insanların anladığı dillere çevirilmiyordu ve çevirildiÄŸinde de tekelde tutabilmek adına insanlara: "sen anlayamazsın !" deniliyordu.

Sen anlayamazsın !


YandaÅŸlık, insanlığın kaderiydi ve her insan kendi benzerlerini oluÅŸturmaya çalışıyordu. AÅŸağıdaki videoyu sonuna kadar sabırla seyretmenizi tavsiye ederim. Çevirisini ben yapmıştım, zaten sonunda "by Jaden" ÅŸeklinde yazacaktır.

Bebekler ahlaklı doğuyor !

Bebekler ahlaklı doÄŸarken, biz onların ahlaklarını izm'lerle, insan eliyle deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ dinlerle ve yandaÅŸlık duygularını körükleyerek bozmaktayız. Fanatizm öÄŸeleri ile hayatlarını dar ederek, birbirini öldürmek için kana susamış savaÅŸçılar yaratmaktayız. Åžucu veya bucu olmaya zorlamaktayız. Osmanlıcılık oynayıp, Osmanlı'yı tanımamaktayız. O Osmanlı ki, bir imparatorluktur ve milliyetçi unsur barındırmaz. Hilafetçilik oynayıp, halifeliÄŸin dine aykırı olduÄŸunu bile bilmemekteyiz. Velev ki bilmeyelim, hilafeti bilmemekteyiz. Buyrun son Osmanlı halifesi Abdülmecit, ailesi ve giyim kuÅŸamları. Bu zat, aynı zamanda bir kaç yabancı dile vakıftır, resim ile uÄŸraşır, klasik batı müziÄŸi sever ve enstrüman çalar.



ÖtekileÅŸtirip, ayrıştırmak, faÅŸizmin ve iblisin metodudur !


Binlerce yıldır deÄŸiÅŸmeyen bir sistematik, insanları fanatikleÅŸtirip, izm'cileÅŸtirip, ötekileÅŸtirip, ayrıştırıp katliamlar ve ahlaksızlıklara din ve milliyetçilik kisveleri ile maskeler bulmaktayken, üzülerek görebiliriz ki, her daim silahlarının en güçlüsü, ayağı baÅŸa getirmek olmuÅŸtur. Bu bin yıldır deÄŸiÅŸmeyen gerçek, bugün de aynıdır.

Uzun lafın kısası, fikirlerinizi sunmadan önce, bilgi edinin. Birilerini dinleyip, o nasıl olsa bilir diyerek ortaya attığınız fikirler, sizi nerelere götürür bilinmez. Unutmayın ki, iblis detaylarda saklıdır. 9 doÄŸru söyler ve 1 yanlışı araya sokuÅŸturur ancak o yanlış öyle bir yanlıştır ki, sizi insanlığınızdan çıkartır. Had bilmek, bilmelerin en güzelidir. Bilmiyorsan bile, haddini bilince bir gün öÄŸrenirsin.

Daha önce de Yunus Emre'nin ünlü sözünü referans vermiÅŸtim, yine onunla bitireyim:

İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen, bu nice okumaktır !


Previous article:
OSMANLITÜRK SALTANAT PARTİSİ başkanı sinoplu_emre ile söyleşi. (11 years ago)

Next article:
MHP Genel Başkan Adayı code61 ile söyleşi: (11 years ago)

ESim
or
Register for free:
Only letters, numbers, underscore and space are allowed (A-Z,a-z,0-9,_,' ')
Show more

By clicking 'Sign Up!', you agree to the Rules and that you have read the Privacy Policy.

About the game:


USA as a world power? In E-Sim it is possible!

In E-Sim we have a huge, living world, which is a mirror copy of the Earth. Well, maybe not completely mirrored, because the balance of power in this virtual world looks a bit different than in real life. In E-Sim, USA does not have to be a world superpower, It can be efficiently managed as a much smaller country that has entrepreneurial citizens that support it's foundation. Everything depends on the players themselves and how they decide to shape the political map of the game.

Work for the good of your country and see it rise to an empire.

Activities in this game are divided into several modules. First is the economy as a citizen in a country of your choice you must work to earn money, which you will get to spend for example, on food or purchase of weapons which are critical for your progress as a fighter. You will work in either private companies which are owned by players or government companies which are owned by the state. After progressing in the game you will finally get the opportunity to set up your own business and hire other players. If it prospers, we can even change it into a joint-stock company and enter the stock market and get even more money in this way.


In E-Sim, international wars are nothing out of the ordinary.

"E-Sim is one of the most unique browser games out there"

Become an influential politician.

The second module is a politics. Just like in real life politics in E-Sim are an extremely powerful tool that can be used for your own purposes. From time to time there are elections in the game in which you will not only vote, but also have the ability to run for the head of the party you're in. You can also apply for congress, where once elected you will be given the right to vote on laws proposed by your fellow congress members or your president and propose laws yourself. Voting on laws is important for your country as it can shape the lives of those around you. You can also try to become the head of a given party, and even take part in presidential elections and decide on the shape of the foreign policy of a given state (for example, who to declare war on). Career in politics is obviously not easy and in order to succeed in it, you have to have a good plan and compete for the votes of voters.


You can go bankrupt or become a rich man while playing the stock market.

The international war.

The last and probably the most important module is military. In E-Sim, countries are constantly fighting each other for control over territories which in return grant them access to more valuable raw materials. For this purpose, they form alliances, they fight international wars, but they also have to deal with, for example, uprisings in conquered countries or civil wars, which may explode on their territory. You can also take part in these clashes, although you are also given the opportunity to lead a life as a pacifist who focuses on other activities in the game (for example, running a successful newspaper or selling products).


At the auction you can sell or buy your dream inventory.

E-Sim is a unique browser game. It's creators ensured realistic representation of the mechanisms present in the real world and gave all power to the players who shape the image of the virtual Earth according to their own. So come and join them and help your country achieve its full potential.


Invest, produce and sell - be an entrepreneur in E-Sim.


Take part in numerous events for the E-Sim community.


| Terms of Service | Privacy policy | Support | Alpha | Luxia | Primera | Secura | Suna | Pangea | Oria | Mira | e-Sim: Countryballs Country Game
PLAY ON