Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti, 1908-1918 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nun en kritik dönemlerine hükmederek sonraki tarihî şartların şekillenmesinde birinci derecede rol oynadı. Dinamik ve vatansever bir oluşum olarak, “hürriyet”, “müsavât” (eşitlik) ve “adalet” sloganlarıyla harekete geçip iktidarı eline alan bu cemiyet, siyasî anlamda Türkiye’nin ilk partisi olma özelliğini de taşıdı. Ancak zaman zaman muhteris ve menfî görünen politika ve icraatlarıyla imparatorluğun özellikle I.Dünya Savaşı’ndan sonra içerisine düştüğü güç durumun sorumluları oldular. Tanzimat ile başlayan Batılılaşma politikalarını, uygulama safhasında daha ileri bir boyuta taşıyarak Cumhuriyet dönemindeki siyasî teamüllerin şekillenmesinde önemli rol oynadılar.
İttihat ve Terakki’nin Fikrî Altyapısı
Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti fikrî manada “Jön (Genç Türk” hareketi olarak da ifade edilmekte olup, büyük ölçüde kendilerinden önce cereyan eden “Yeni Osmanlılar” hareketinin oluşturduğu temeller üzerinde kurulmuştur. Tanzimat döneminin getirdiği, nispeten serbest bir ortamda doğan Yeni Osmanlı hareketi, iç ve dış kaynaklı çeşitli sorunlarla boğuşan Osmanlı ülkesini Avrupa ile mukayese etmiş, eleştirilerini çekinmeden dile getirmişti. “Osmanlıcılık” ekseninde gelişen bu hareket “İslamcılık” hareketine de vurgu yapan, meşrutî (anayasal) monarşiyi savunan bir yaklaşıma sahipti. İttihat ve Terakki Cemiyeti de işte bu temel doğrultusunda kuruldu; Balkan hezimetinden sonra ibresini “Türkçülük” akımına doğru çevirdi . İktidarı süresince de “Garpçılık” (Batıcılık) ve “İttihâd-ı İslâm” (İslam Birliği) düşüncesinden pragmatik kaygılarla yararlanmaya çalıştı. Bu cemiyetin siyasî anlamdaki ana gayesi ise, 1876’da ilan edilip 93 harbi (1877-1878) sürecinde Sultan II.Abdülhamid tarafından askıya alınan Kanun-i Esasî’yi yeniden yürürlüğe koymak ve parlamenter bir rejim kurmaktı.
İttihâd-ı Osmanî Cemiyeti (1889)
i, mason teşkilatı ve Rus nihilistlerinini örnek aldı. Hücreler halinde örgütlenerek tüm cemiyetin ortaya çıkartılıp çökertilmesi önlenmeye çalışıldı. Her cemiyet üyesine bir numara verildi. Cemiyetin kurucusu konumunda olan İbrahim Temo 1/1 numarasını aldı; yani birinci şubenin birinci üyesi oluyordu. Cemiyet toplantılarında fikrî tartışmalar yapılıyor, Namık Kemal, Şinasi, Ziya Paşa gibi Yeni Osmanlı temsilcilerinin eserleri gizli gizli okutuluyordu. Ancak kısa süre sonra cemiyetin faaliyetleri II.Abdülhamid’e ihbar edildi. 1894’te yargılanan cemiyet üyeleri padişah tarafından affedildiler. Cemiyet üyeleri, İstanbul’da uygun bir ortamın bulunmadığını fark ederek faaliyetlerini Avrupa’da sürdürme kararı aldılar. Bunun için Tıbbiye öğrencilerinden Selanikli (Doktor) Nazım, Paris’te bulunan ve maddî imkanlara da sahip olan Ahmed Rıza Bey ile temasa geçirildi.
Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti (1894)
Selanikli Nazım ve Ahmed Rıza’nın tartışmaları sonucunda 1894’te “Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti” kuruldu. Son derece katı bir pozitivist olan Ahmed Rıza Bey cemiyetin başkanlığına getirildi. 1895’te Paris Tıp Okulu’ndan mezun olan Selanikli Doktor Nazım ve Ahmed Rıza Bey faaliyetleri neticesinde “vatan haini” ilan edildiler. 1895’te cemiyetin yayın organı olarak “Meşveret Gazetesi” Paris’te yayınlanmaya başlandı. Bu sırada yurt içinde bir dizi sürgün daha gerçekleşti. Bunlardan Murad Bey Mısır’a kaçarak 1896’da “Mizan Gazetesi”ni kurdu. Ahmed Rıza’ya göre daha muhafazakâr olan Mizancı Murad, daha sonra Avrupa’ya geçerek kendisine şiddetle muhalefet etti. Yurt dışında çıkarılan gazeteler ülke içerisinde de el altından dolaştırılıyor, meşrutiyetçi fikirleri zabit ve memurlar arasında gizliden gizliye yayıyordu.
1896 Ağustos’unda cemiyetin yurt içindeki merkez komitesi başkanı olan Hacı Ahmed Efendi, II.Abdülhamid’e karşı bir darbe planı yaptı. Ulemâdan ve askeriyeden de destek sağlanmıştı. Plana göre Babıali basılarak padişah hal’ edilecekti ancak, saray durumdan haberdar olmuştu. Darbeciler derhal tutuklanarak çeşitli yerlere sürüldü. İstanbul’daki şubenin faaliyetleri böylece durdurulmuş oldu. II.Abdülhamid bununla da kalmadı; diplomatik temaslarda bulunarak Paris’teki cemiyet merkezinin önce Belçika’ya, ardından Cenevre’ye taşınmasına sebep oldu. Ancak bir süre sonra Paris’teki faaliyetler yeniden devam etti. Alınan tedbirlerin fayda vermediğini gören padişah, Serhafiye Ahmed Celaleddin Paşa’yı 10 Temmuz 1897’de Paris’e göndererek cemiyet üyelerini yurda dönmeleri için ikna etmesini istedi. Birçok İttihatçı kendilerine mevki verilmesi suretiyle ikna edildi; Mizancı Murad Bey İstanbul’a gelerek Şura-yı Ümmet azalığına tayin olundu. Bu duruma Ahmed Rıza ve Dr. Nazım tepki göstererek II.Abdülhamid’den gelen her türlü teklifi reddettiler. Sabırla çalışmalarına devam eden bu isimler üye sayısının arttırılmasını sağladılar. Aralık 1899’da padişahın kayınbiraderi Damat Mahmut Paşa, oğlu Prens Sabahattin ile birlikte Paris’e geçti ve İttihatçılara katılarak ellerini güçlendirdi.
Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti’nin İlk Kongresi 1898’de Paris’te yapılmış, fikir ayrılıkları gün yüzüne çıkmıştı. 4-9 Şubat 1902’de bir kongre daha toplandı. Burada da mutabakata varılamadı. Üyeler Ahmed Rıza ve Prens Sabahattin grubu olmak üzere ikiye ayrıldı. Ahmed Rıza Bey, meşrutî ve merkeziyetçi bir yönetim anlayışını savunurken, Prens Sabahaddin adem-i merkeziyetçi bir görüşe sahipti. Üzerinde anlaşmaya varılan tek konu II.Abdülhamid’in tahttan indirilmesiydi, ancak bunun yöntemi konusunda da anlaşmazlığa düştüler. Prens Sabahaddin II.Abdülhamid’e yapılacak darbede yabancı müdahalesini gerekli görüyor, Ahmed Rıza ise buna karşı çıkıyordu.
In E-Sim we have a huge, living world, which is a mirror copy of the Earth.
Well, maybe not completely mirrored, because the balance of power in this virtual world looks a bit
different than in real life. In E-Sim, USA does not have to be a world superpower, It can be
efficiently
managed as a much smaller country that has entrepreneurial citizens that support it's foundation.
Everything depends on the players themselves and how they decide to shape the political map of the
game.
Work for the good of your country and
see it rise to an empire.
Activities in this game are divided into several modules.
First is the economy as a citizen in a country of your choice you must work to earn money, which you
will get to spend for example, on food or purchase of weapons which are critical for your progress
as a fighter.
You will work in either private companies which are owned by players or government companies which
are owned by the state.
After progressing in the game you will finally get the opportunity to set up your
own business and hire other players. If it prospers, we can even change it into a joint-stock
company and enter the stock market and get even more money in this way.
In E-Sim, international wars are nothing out of the ordinary.
"E-Sim is one of the most unique browser games out there"
Become an influential politician.
The second module is a politics. Just like in real life politics
in E-Sim are an extremely powerful tool that can be used for your own purposes.
From time to time there are elections in the game in which you will not only vote, but also have the ability
to run for the head of the party you're in.
You can also apply for congress, where once elected you will be given the right to vote on laws
proposed by your fellow congress members or your president and propose laws yourself.
Voting on laws is important for your country as it can shape the lives of those around you.
You can also try to become the head of a given party, and even take part in presidential
elections and decide on the shape of the foreign policy of a given state
(for example, who to declare war on).
Career in politics is obviously not easy and in order to succeed in it, you have to have
a good plan and compete for the votes of voters.
You can go bankrupt or become a rich man while playing the stock market.
The international war.
The last and probably the most important module is military.
In E-Sim, countries are constantly fighting each other for control
over territories which in return grant them access to more valuable raw materials.
For this purpose, they form alliances, they fight international wars, but they also have
to deal with, for example, uprisings in conquered countries or civil wars, which may explode on
their territory.
You can also take part in these clashes, although you are also given the opportunity to lead a life
as a pacifist
who focuses on other activities in the game (for example, running a successful newspaper or selling
products).
At the auction you can sell or buy your dream inventory.
E-Sim is a unique browser game.
It's creators ensured realistic representation of the mechanisms present
in the real world and gave all power to the players who shape the image of the virtual Earth
according to their own.
So come and join them and help your country achieve its full potential.
Invest, produce and sell - be an entrepreneur in E-Sim.
Take part in numerous events for the E-Sim community.