Esim - Mihribanın gerçek hikayesi Aşk bu olsa gerek
Login:
Password:

Forgot password Register

Article


4
   
Report


Abdurrahim Karakoç üniversiteyi kazanmış ve üniversitenin ilk günü erkenden gelip sınıfın kapısını tam karşıdan gören bir sıraya oturmuÅŸ ve içeri girenler hakkında (kendi kendisine) önyargıda bulunmaya baÅŸlamış.”Åžu iyi birisine benziyor. Buna dikkat etmek lazım. Bundan korkulur” gibilerinden. İşte tam bu sırada içeri sarışın, melek yüzlü, masum mu masum bakışları olan bir kız girmiÅŸ. Karakoç bunu görür görmez âşık olmuÅŸ. Tüm kimyası birden deÄŸiÅŸmiÅŸ. Zaman geçtikçe önce bu kızın adının “Mihriban” olduÄŸunu öÄŸrenmiÅŸ, sonra Mihriban’la tanışmış. Zaman geçtikçe Mihriban’la giderek daha samimi olurlar ve artık ortak bir arkadaÅŸ grupları oluÅŸur. Çevresinde bunlar yaÅŸanırken Karakoç’un içindeki ateÅŸ giderek büyüyor. Yanındayken dokunamamak, sarılamamak dayanılmaz bir hal alıyor. ArkadaÅŸ grubunda yedikleri, içtikleri ayrı gitmiyor. Her gün beraberler okulda, öÄŸrenci evlerinde. Tüm bunlar olurken arkadaÅŸları da artık durumdan anlıyorlar çünkü Karakoç, Mihriban’ı görünce ne yapacağını ÅŸaşırıyor, okula gelmediÄŸi günlerde hemen kız arkadaÅŸlarına koÅŸup soruyor. Tabi bu durum Mihriban’ının da dikkatinden kaçmıyor, kimseye belli etmese de içten içe bu durumdan hoÅŸnutluk duyuyor. Zaman geçtikçe erkekler Karakoç’u, kızlar da Mihriban’ı sıkıştırıyorlar birbirlerine açılmaları konusunda. Tabi bu arada Mihriban’ın talipleri de çıkıyor netice de genç ve güzel bir bayan. Ama Mihriban bu tekliflerin hiçbirine burnun ucuyla bile bakmamıştır. Karakoç, Mihriban’a talip olanları duyunca beyninden vurulmuÅŸa dönüyor ve hemen o kiÅŸilerin yollarını kesip onları tehdit etmeye baÅŸlıyor. Bir yandan böyle davrana Karakoç bir yandan da tekliflerin reddedildiÄŸini öÄŸrenince de sevinçten ne yapacağını bilmiyor. Bu durumu öÄŸrenen Mihriban, bazen kızmış gibi yapıyor ama bu durum çok hoÅŸuna gidiyor. Aradan zaman geçiyor, samimiyetlikleri, sevgileri giderek artıyor. Artık üniversitenin son yılına gelinmiÅŸtir ama hala kimse birbirine açılmamıştır. Bu durum arkadaÅŸları arasında espri konusu bile olmaya baÅŸlamıştır. Her ikisi de birbirini sevdiÄŸini bilmektedir ama ne hükümse hiçbiri bir türlü açılma yolunu seçmiyor. Karakoç, tipik bir Anadolu genci gibi utangaç, çekingen birisidir ve Mihriban’la konuÅŸursa onu üzeceÄŸini ya da aÅŸkının karşılık bulmayacağından çekinmektedir sürekli. Mihriban ise böyle konularda ilk adımın daima erkeklerden gelmesi gerektiÄŸini düÅŸünmektedir. Zaman Karakoç için çok hızlı geçmektedir ve artık üniversitenin son dönemi gelip çatmıştır. Bir taraftan erkekler Karakoç’ sıkıştırırken, kızlar da Mihriban’ı sıkıştırmaya baÅŸlamışlar. Çünkü birbirini böyle çok seven arkadaÅŸlarının artık birbirlerine kavuÅŸmalarını istiyorlar. Artık bu durumdan arkadaÅŸları da rahatsız olmaya baÅŸlıyor. Üniversitenin bitmesi yaklaÅŸtıkça arkadaÅŸları bu iÅŸin çözülmesi için çareler düÅŸünürken; içlerinden biri:”Birbirlerine açılmaya kadar ikisiyle de konuÅŸmayalım.”önerisini ortaya atıyor. Hepsi arkadaÅŸlarının mutluluÄŸu için bunu kabul ediyor ve o günden sonra Karakoç’un tek konuÅŸabildiÄŸi kiÅŸi Mihriban, Mihriban’ın da konuÅŸabildiÄŸi tek kiÅŸi Abdurrahim’dir. Aslında her ikisi de bunca yıllık arkadaÅŸlarının kendileriyle niçin konuÅŸmadıklarını çok iyi bilmektedirler ama ikisi de bu durumu düzeltmek için hiçbir ÅŸey yapmamaktadırlar. Aslında Karakoç çok kere aÅŸkını anlatmaya çalışmıştır ama ne zaman Mihriban’la yalnız kalsalar bir türlü konuÅŸamamakta, kendisini anlatamamaktadır. Sanki her ÅŸey kendisine engel oluyor, hissine kapılıyor. Çünkü ne zaman konuÅŸmak istese ya yalnız kalamıyorlar ya da bir türlü konuÅŸamıyor. Artık her ikisi de bu durumdan sıkılmaya baÅŸlamıştır, üniversite çekilmiyordur. Derken yine Mihriban’a biri talip olmuÅŸtur ve bu sefer Mihriban teklifi düÅŸünmesi için zaman istiyor. Bunu duyan arkadaÅŸları niçin böyle bir ÅŸey yaptığına bir türlü akıl erdiremiyorlar ve dayanamayıp Mihriban’a cevabının ne olacağını soruyorlar. Mihriban da artık bu durumdan sıkıldığını ve Karakoç’a çok kızgın olduÄŸunu söyleyerek, bu sefer teklife hayır demeyeceÄŸini arkadaÅŸlarına söylüyor. ArkadaÅŸları duyduklarının ÅŸokunu atlatmadan Mihriban oradan uzaklaşıyor. Sessiz ve kimsesiz bir köÅŸeye çekilip hüngür hüngür aÄŸlamaya baÅŸlıyor. ArkadaÅŸları bunun bir ÅŸaka olduÄŸunu düÅŸünüyor çünkü birbirini böyle seven iki aşığın sonunun böyle olacağına hiç inanmıyorlar. Bir yandan da bu durumu Karakoç’ söyleyip söylemeyeceklerini kara kara düÅŸünmeye baÅŸlıyor ve bu durumu öÄŸrenmesi durumun Karakoç’un gidip konuÅŸacağını düÅŸünerek, ona söylüyorlar. Eve gidip, anlatmak için yola çıkıyorlar. Eve geldiklerinde Karakoç onlara doÄŸru sevinçle koÅŸarak, bağıra bağıra “Bitti, bitti, sonunda bitirebildim” diyor. ArkadaÅŸları da biran söyleyeceklerini unutup,”Ne oldu, neyi bitirdin?” diye merakla sormaya baÅŸlamışlar. Karakoç’ta, Mihriban’a kendimi anlatacak bir ÅŸiir yazmaya çalıştığını ve sonunda bitirebildiÄŸini söylemiÅŸtir. ArkadaÅŸları da sevinçle sonunda konuÅŸacaksın öyle mi ama bir sorun var. Karakoç’ta merakla ” Ne oldu, Mihriban’a mı bir ÅŸey oldu, o iyi öyle deÄŸil mi?” soruları arka arkaya sıralamaya baÅŸlıyor. Birkaç saniye sonra ortamı büyük bir sessizlik kaplar ve herkes birbirine çaresizce bakmaya baÅŸlar. Durumu Karakoç’a nasıl anlatacaklarını kara kara düÅŸünmeye baÅŸlarlar. Karakoç birden bağırır ve “Ne oldu?” birisi bir ÅŸey söylesin, der. ArkadaÅŸları da çaresizce vaziyeti anlatırlar. Tüm yaÅŸananları duyan Karakoç ceketini alıp, kendisini sokaÄŸa atar. Arkasından koÅŸan arkadaÅŸları onun izini kaybederler. Birkaç gün Karakoç’u kimse görmez. ArkadaÅŸları giderek korkmaya baÅŸlar ve Karakoç’un kendisine bir ÅŸey yaptığını düÅŸünürler. Tüm bu yaÅŸananlardan habersiz olan Mihriban ise bu arada üniversiteye gelmez ve niÅŸan hazırlıklarıyla uÄŸraÅŸmaya baÅŸlar. Mihriban’ı arayan kimse bulamaz. Bir gün sonra Karakoç ortaya çıkar. Üstü başı çamur içindedir ama yüzü üstünden de beter bir haldedir. ArkadaÅŸları, onu teselli etmeye çalışırlar ama o, hiç kimseyle konuÅŸmaz. YaÅŸayan bir ölü misali üniversiteye gider, gelir. Bu arada Mihriban da ortaya çıkmıştır ve arkadaÅŸlarına niÅŸanlandığını söylemiÅŸtir. Karakoç’un durumunu görünce dayanamaz ve arkadaÅŸlarına ne olduÄŸunu sorar. NiÅŸanı duyan arkadaÅŸları Karakoç’un, Mihriban’ın gözünde küçük düÅŸmemesi için çok sevdiÄŸi bir yakınını kaybettiÄŸini söylerler. Bunu duyan Mihriban dayanmayıp Karakoç’un yanına gider ve “Başın saÄŸolsun” der. ÅžaÅŸkın bir ÅŸekilde Mihriban’a bakan Karakoç’un gözünden iki damla yaÅŸ akar ve başını sallayarak, daha fazla dayanamaz ve oradan hızla ayrılır. Bu olay Mihriban’ın Karakoç’u gördüÄŸü son olay olur. Mezuniyet törenine bile katılmayan Karakoç’a ne olduÄŸunu hiç kimse bilmez.

Tabi ki hikaye bu ÅŸeklide bitmiyor ama hikayeye devam etmeden Karakoç’un, Mihriban için yazdığı ÅŸiirden bahsedelim.Karakoç, Mihriban için bir çok ÅŸiir yazmıştır ama bu ÅŸiirin ayrı bir yeri vardır çünkü; bu ÅŸiirle aÅŸkını anlatacağını düÅŸünmüÅŸtür ama hiçbir ÅŸey hayal ettiÄŸi gibi gitmemiÅŸtir ve bu ÅŸiiri Mihriban’a verememiÅŸtir.İşte bir gencin yüreÄŸinin derinliklerinden koparak oluÅŸan o meÅŸhur ÅŸiir:

MİHRİBAN

Sarı saçlarına deli gönlümü BaÄŸlamıştın, çözülmüyor Mihriban Ayrılıktan zor belleme ölümü Görmeyince sezilmiyor Mihriban

Yar, deyince kalem elden düÅŸüyor Gözlerim görmüyor aklım ÅŸaşıyor Lambada titreyen alev üÅŸüyor AÅŸk kağıda yazılmıyor Mihriban

Önce naz sonra söz ve sonra hile Sevilen seveni düÅŸürür dile Seneler asırlar deÄŸiÅŸse bile Eski töre bozulmuyor Mihriban

Tabiplerde ilaç yoktur yarama AÅŸk deÄŸince ötesini arama Her nesnenin bir bitimi var ama AÅŸka hudut çizilmiyor Mihriban

BoÅŸa baÄŸlanmış bülbül gülüne Kar koysan köz olur aÅŸkın külüne ÅžaÅŸtım kara bahtım tahammülüne TaÅŸa çalsam ezilmiyor Mihriban

Tarife sığmıyor aÅŸkın anlamı Ancak çeken bilir bu derdi gamı Bir kördüÄŸüm baÅŸtan sona tamamı Çözemedim çözülmüyor Mihriban

DEVAMINI YARIN YAYIMLAYACAĞIM HEPSİ SIĞMADI ...

Previous article:
birlik (11 years ago)

Next article:
Mihribanın gerçek hikayesi Aşk bu olsa gerek (2) devamı (11 years ago)

ESim
or
Register for free:
Only letters, numbers, underscore and space are allowed (A-Z,a-z,0-9,_,' ')
Show more

By clicking 'Sign Up!', you agree to the Rules and that you have read the Privacy Policy.

About the game:


USA as a world power? In E-Sim it is possible!

In E-Sim we have a huge, living world, which is a mirror copy of the Earth. Well, maybe not completely mirrored, because the balance of power in this virtual world looks a bit different than in real life. In E-Sim, USA does not have to be a world superpower, It can be efficiently managed as a much smaller country that has entrepreneurial citizens that support it's foundation. Everything depends on the players themselves and how they decide to shape the political map of the game.

Work for the good of your country and see it rise to an empire.

Activities in this game are divided into several modules. First is the economy as a citizen in a country of your choice you must work to earn money, which you will get to spend for example, on food or purchase of weapons which are critical for your progress as a fighter. You will work in either private companies which are owned by players or government companies which are owned by the state. After progressing in the game you will finally get the opportunity to set up your own business and hire other players. If it prospers, we can even change it into a joint-stock company and enter the stock market and get even more money in this way.


In E-Sim, international wars are nothing out of the ordinary.

"E-Sim is one of the most unique browser games out there"

Become an influential politician.

The second module is a politics. Just like in real life politics in E-Sim are an extremely powerful tool that can be used for your own purposes. From time to time there are elections in the game in which you will not only vote, but also have the ability to run for the head of the party you're in. You can also apply for congress, where once elected you will be given the right to vote on laws proposed by your fellow congress members or your president and propose laws yourself. Voting on laws is important for your country as it can shape the lives of those around you. You can also try to become the head of a given party, and even take part in presidential elections and decide on the shape of the foreign policy of a given state (for example, who to declare war on). Career in politics is obviously not easy and in order to succeed in it, you have to have a good plan and compete for the votes of voters.


You can go bankrupt or become a rich man while playing the stock market.

The international war.

The last and probably the most important module is military. In E-Sim, countries are constantly fighting each other for control over territories which in return grant them access to more valuable raw materials. For this purpose, they form alliances, they fight international wars, but they also have to deal with, for example, uprisings in conquered countries or civil wars, which may explode on their territory. You can also take part in these clashes, although you are also given the opportunity to lead a life as a pacifist who focuses on other activities in the game (for example, running a successful newspaper or selling products).


At the auction you can sell or buy your dream inventory.

E-Sim is a unique browser game. It's creators ensured realistic representation of the mechanisms present in the real world and gave all power to the players who shape the image of the virtual Earth according to their own. So come and join them and help your country achieve its full potential.


Invest, produce and sell - be an entrepreneur in E-Sim.


Take part in numerous events for the E-Sim community.


| Terms of Service | Privacy policy | Support | Alpha | Luxia | Primera | Secura | Suna | Mira | Zara | Viva | e-Sim: Countryballs Country Game
PLAY ON